The Princess and The Warrior
Tom Tykwer'in hayattaki kacislarla bir derdi var sanirim. Bu film bana yine Tyker'in baska bir filmi olan "Heaven"'i animsatti. Yine baska bir Tykwer filmi "Run Lola Run"da da bir kacma-kovalama durumu soz konusu idi. Filmlerin bir ortak yani da insanlarin bir sekilde gecmislerini arkalarinda birakip hayatta yeni baslangiclar yapabilmeleri ya da en azindan yapmak istemeleri. The Princess and the Warrior agir tempolu yer yer sikici olmasina ragmen muthis bir final oncesi sahnesi var ve bu sahne kelimenin tam manasiyla gecmisini arkada birakma'yi anlatiyor. Karisinin olumunden kendini sorumlu tutan Bodo, hep bu gerçeklikle surdurmek zorunda hayatini ve filmin sonunda karisinin oldugu benzin istasyonuna gidiyor, orada olaylari bir kez daha yasiyor ve kendiyle, sucluluk duygusuyla yuzlesiyor. Arabaya binip oradan ayrilacakken 1 adet daha Bodo biniyor arabaya. Biri sucluluk duygusuyla gecmiste yasayan, digeri bundan kurtulmus olan Bodo. Araba 2 Bodoyla bir muddet gittikten sonra, gecmisinden siyrilan Bodo digerini indiriyor yolun ortasinda, orada birakiyor ve yoluna devam ediyor. Iste gecmisini ardinda birakip yoluna devam edebilme durumu ancak bu kadar guzel sembolize edilebilirdi.
Filmin bana hissettirdigi bir duygu da sanki yer yer postmodern, kara bir masal -kara masal ne demekse, ben uydurdum oldu:)- izliyor oldugumdu. Ornegin Sissi, Pamuk prenses misali sanki kendini hastanedeki hastalara adamis, hastalar da cuceler misali - ki cuceler de hastalar da gercek dunyadaki "normal" tabir ettigimiz insanlardan farklilar- pamuk prenseslerini paylasamiyorlar. Prenses onlari ne kadar sevse de aslinda sonunda gitmek istedigini, aslinda hayati icin istedigi bambaska seyler oldugunu farkinda. Bir baska masal sahnesi ise Kulkedisinin ayakkabisini dusurmesi misali, Bodo'nun da dugmesini Sissi'de birakiyor olusu. Sissi Onu tam olarak bu sekilde bulmasa bile, Bodonun kopuk dugmeli ceketini buldugunda, gercek "O"nu bulduguna olan inanci percinleniyor. Aslinda zaten filmin ismi bile bir masal, mitolojik ya da fantastik bir oyku anlatacakmis gibi durmuyor mu? Masallar her ne kadar masal olsalar da insan eliyle yaratilmislardir ve gercek hayatin bir alegorisidirler belki de... Hayat her ne kadar bas etmesi cok zor zamanlarla dolu olsa da bazen, yasananlari gecmiste birakip yola devam edebilmenin her zaman mumkun olabildigi, bunun yalnizca masallarda olmadigi hissi birakiyor insanda bu film. Belki de oyledir... oyle olmali...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder