'Bahar'ın son günleriydi...iki gün sonra 'teknik olarak' yaz' geliyordu ama arada 'bahar'a ne olmuştu, işte onu hatırlayamıyordu...Toskana'da ve yazın bir trende başlayan bu hikaye'nin sonbahar ve kış'ı çok ilginç geçmişti...ama ya bahar? ...en son yüzüne düşen karların dönüştüğü kuşlara veda etmemiş miydi? bunun dışında bir şey hatırlamakta zorlanıyordu...kış gitmişti artık, gerçi garip bir bahar yaşanıyordu, bol yağmurlu!...biraz daha uğraştı ama nafile!..geçen baharda neler olmuştu?...'neyse' diye düşündü, belki de gerçekten hatırlamaya değmeyecekti, ya da hiç bir şey olmamış, öylece orada bekleyip, düşünmüştü sadece...
...ne kadar uğraşırsa uğraşsın, hatırlayamadı...sadece o kar taneleri artık havada uçuşan minik beyaz ağaç çiçeklerine dönüşmüşlerdi...öyle beyazdı ki her yer, bu aydınlıkta ve bunca çiçeğin ve güzelliğin arasında göz gözü görmemecesine bir kaos vardı sanki...
...düşündü bir parça, sonra yere düşen o küçük, muhteşem, beyaz çiçeklere baktı...bazılarının aslına çiçek değil, 'bir takım insan' parçaları olduğunu fark etti...peki orada ne işleri vardı, bunca güzelliğin içinde...eskiden olsa kendini suçlardı, onların buraya gelmesine engel olabileceğini düşünürdü ama o eskidendi işte!...yere düşen en güzel beyaz çiçekleri topladı, bir kısmı da kendisine ait olan o 'bir takım insan' parçalarına baktı bir süre...baktı...artık onlar için yapabileceği hiç bir şey yoktu...paramparça olmuşlardı artık ve onları bir araya getirebilmenin ne imkanı ne de manası vardı...elinde özenle seçtiği minik, beyaz çiçeklerle, ayağa kalktı önce, sonra etrafına baktı...Yaz'ı gördü, az ilerde...o tarafa doğru, ama bu sefer hızlı adımlarla yürümeye başladı!
...tek sorun, Yaz'ın kapının bu tarafında mı yoksa diğer tarafında mı olduğuna emin olamamasıydı, güneş ışığı gözlerini öyle kamaştırmıştı ki...ama 'fark etmez' diye düşündü, sadece bir kaç adım sonra görecekti bunu da...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder